Türkiye geçtiğimiz aylarda kabul edilen sansürü ve gözetimi artıran 5651 sayılı yasa değişikliklerinden sonra, Twitter’ı da engelleyerek, Çin’le birlikte Twitter’ın engelli olduğu iki ülkeden birisi olmuştur.
Sosyal medyanın önemli bir örgütlenme aracı olarak kullanıldığı Gezi Direnişinin hemen ardından, 2007 yılında yayınlanarak yürürlüğe giren ve bugün 40.000 sitenin erişime engelli olmasının hukuki zeminini oluşturan 5651 sayılı “İnternet Üzerinden Yapılan Yayınları Düzenleyen Yasa”da değişiklik yapılması gündeme gelmiştir.
17 Aralık Yolsuzluk Operasyonu ile başlayan, hükümet ve çevresindekilerin yolsuzluk ve usulsüzlük yaptığını gösterir nitelikteki ses kayıtlarının yayınlanmasıyla devam eden süreç, yasada değişiklik çalışmalarını hızlandırmış ve düzenlemeye son hali verilmiştir.
Ulusal ve uluslararası düzeyde büyük tepki toplayan, çeşitli eylem ve etkinliklerle protesto edilen değişiklik önerisi aslı korunarak, bir kaç küçük düzeltmeyle TBMM’de kabul edilmiş, Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmış ve 19 Şubat 2014 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yapılan değişiklikle, kamuoyunun tepkisini azaltmak adına sitelerin tamamı yerine, sadece ilgili içeriğe URL tabanlı bir erişim engelleme hayata geçirilmek amaçlanmıştır. Bu tüm Türkiye’nin İnternet çıkışlarında ciddi bir alt yapı ve kurulum çalışması gerektirmektedir, bu nedenle uygulanması için 2 – 3 aylık bir zaman dilimi öngörülmüştür.
Fakat bir yandan yayınlanmaya devam eden görüşme kayıtları nedeniyle gittikçe daha zor duruma düşen iktidar, “kötü, çirkin” ilan ettiği sosyal medyayı yasaklamaya Twitter ile başlamıştır. 20 Mart 2014 tarihinde Başbakan’ın Bursa mitinginde “Twitter mivitır hepsinin kökünü kazıyacağız” demecinin hemen akşamında, Twitter’a erişim engellenmiştir.
Daha önce yapılan engellemelerde olduğu gibi, DNS üzerinden yapılan bu engelleme DNS ayarlarının değiştirilmesiyle kolayca aşılmış, Türkiye’de Twitter’ın yasaklandığı bilgisi, yine Twitter üzerinden Dünya TT (Trending Topic) listesine giren hashtagler ile duyurulmuştur.
Bu durum bizlere bir kez daha günümüz dünyasında, mevcut teknolojiyle İnterneti sansürlemenin mümkün olmadığını göstermektedir. Bu tip girişim ve uygulamalar sadece yasakçı zihniyeti, halkından korkan bir yönetim anlayışını açığa çıkarmakta, uygulama sahipleri kendilerini ile beraber ülkemizi de küçük düşürmektedir. Türkiye Çin’den sonra Twitter’ın engelli olduğu ikinci ülke olarak, demokrasi ve özgürlükler konusundaki durumunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Bu noktada; uluslararası boyuttaki kirli işler ve ilişkilerin WikiLeaks web sitesi üzerinden belgeleriyle ortaya konmasına, Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA)’nin kişisel verilere ulaşabildiğini gösteren “devletin gizli” belgelerinin yayınlanmasına rağmen, ABD’nin Twitter veya diğer sosyal medya araçlarını engellemediği/engelleyemediği hatırlanmalıdır.
Bizler, öncelikle tüm meslektaşlarımızı yaşanan bu gelişmenin sadece teknik bir konu değil, insanların özgürlüklerine ve yaşam alanlarına yönelik bir saldırı olduğu bilinciyle, mesleki bilgi ve tecrübelerini kullanarak sansür uygulamalarını aşmak için seferber olmaya, bu konuda yakın çevrelerinden başlayarak bilgilendirme yapmaya, toplumda farkındalık yaratmaya; tüm halkımızı hak ve özgürlüklerine sahip çıkmaya, sadece sanal dünyaya yönelik değil tüm yaşam alanlarımızı tahakküm altına almak isteyen baskıcı ve otoriter yönetim anlayışına karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.